Üçyol Travestilerinin Gündüzü, Gecesi ve Kendi Gerçekliği

İzmir’in kalbinin attığı yerlerden biri Üçyol… Kalabalık sokaklar, sabahın erken saatlerinde işe yetişen yüzler, telaşla geçen minibüsler… Dışarıdan bakıldığında sıradan bir şehir manzarası. Ama Üçyol’un arka sokaklarında, belki de göze pek çarpmayan bir gerçeklik sessizce yaşıyor: Travestilerin kendi hikâyeleri.

Gündüzleri Sessiz, Ama Her Şeyle Başa Çıkan Bir Hayat

Travestiler için günün ilk saatleri, çoğu zaman bir görünmezlik haliyle başlar. Kalabalığın içinde var olup, görünmemeyi öğrenmiş bedenler…
Kimisi kuaföre gider, kimisi pazardan alışveriş yapar, belki eczaneden bir krem alır. Ama bunlar herkes için sıradan gibi görünse de, onlar için bazen cesaret isteyen eylemlerdir.

Çünkü her an bir bakışla, bir sözle ya da gereksiz bir yorumla karşılaşabilirler.
Toplum hâlâ travesti kimliğini “anlamaya” değil, “yargılamaya” daha yakın.
Ama buna rağmen, sokağa çıkmak, yaşamı paylaşmak ve var olmak; sessiz bir direniş gibi sürer Üçyol’un sabahlarında.

Geceleri Daha Renkli, Ama Daha Savunmasız

Gece çöktüğünde Üçyol başka bir renge bürünür. Sanki şehir üzerindeki maskesini indirir, biraz daha cesurlaşır. İşte bu saatlerde travestiler görünür olmaya başlar.
Kimi dolmuş duraklarının yakınında arkadaşlarıyla buluşur, kimi tanıdık mekânlarda bir şeyler içer. Bazıları için hayatın gerçek yüzü gece ortaya çıkar.

Kırmızı rujlar, topuklu ayakkabılar, parfüm kokuları arasında aslında bir tek şey gizlidir: kendin olabilmenin özgürlüğü.

Ama aynı zamanda geceler daha tehlikelidir.

Yargılayan gözler, laf atan yabancılar, hatta tehdit oluşturan kişiler…
Her gülüşün arkasında biraz tedirginlik, her adımın içinde biraz temkin vardır.

Yine de, onlar geceleri sadece var olmakla kalmazlar; yaşarlar. Çünkü kendi benliğini en çok ifade edebildiğin an, bazen karanlıkta başlar.

Gerçeklik Dediğimiz Şey, Kimin Gözünden Bakıldığıyla İlgilidir
Travesti olmak Üçyol’da yalnızca kıyafet ya da kimlik meselesi değil; bir varoluş hikâyesi.
Toplumun çizdiği sınırların dışında kalabilmek, buna rağmen kendin gibi olmayı sürdürmek kolay değil.
Ama travestiler bunu her gün yeniden başarıyor.

Görmezden gelinen, dışlanan, hatta kimi zaman yalnız bırakılan bu insanlar aslında şehir hayatının en güçlü figürlerinden biri.
Çünkü her gün mücadele ediyor, her gece kimseye zarar vermeden sadece kendi gerçekliklerini yaşamak istiyorlar.

Biraz Göz Teması, Biraz Saygı Yeter Aslında

Belki tanımıyoruz, belki anlamıyoruz ama en azından yargılamadan bakabiliriz.
Bir sabah karşılaştığımızda göz temasından kaçmak yerine, sadece bir gülümseme yeter.
Çünkü herkesin ihtiyacı olan tek şey: saygı, anlayış ve biraz insanlık.

Üçyol’un travestileri, sadece geceye karışan gölgeler değil; bu şehrin sesi, direnci ve görünmeyen ışıklarıdır.
Ve bazen en büyük değişim, onları gerçekten “görebilmekle” başlar.

Check Also

Karşıyaka’da Çatıda Dans Eden Travesti Kimse Görmedi mi?

Geceydi. Karşıyaka’nın ışıkları sessizce yanıp sönüyordu. Herkes evindeydi, pencereler kapanmış, televizyon sesleri dışarı taşmıyordu. Sıradan …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir